Efendim Berkin?..

Yalçın amca...
Efendim Berkin...
Her yer neden karanlık böyle?
Uyuyorsun Berkin, canım evladım, yüreğim, ondandır bu karanlık.

Yalçın amca...
Efendim canım benim, söyle kurbanın olayım...
Doğum günüm nasıldı? Arkadaşlarım geldi mi?
Geldi kınalı kuzum, geldi kara kaşına kurban olduğum.
Pasta da kestiniz mi Yalçın amca?
Kesemedik gözü karam, kesemedik yiğidim, aslanım...

Yalçın Amca...
Efendim iki gözüm.
Bana ne oldu böyle, neden buradayım?
Vurdular seni, yaralı ceylanım.
Ben ekmek almaya gidiyordum. Sonra karardı her şey.
Biliyorum Berkinim, biliyoruz, biliyorlar...

Yalçın amca...
Efendim sesine hasret kaldığım, söyle...
Bisiklete binebilecek miyim yine? Top oynayabilecek miyim?
Binemeyeceksin canım benim. Koşamayacaksın. Yatamayacaksın babacığının dizlerine. Koklayamayacaksın annenin ellerini. Takamayacaksın artık o en sevdiğin şapkayı başına.
Neden Yalçın amca? Ben ne yaptım ki?
Nasıl anlatayım sana Berkinim? Nasıl izah edeyim? Hadi sen uyu. Dinlen biraz...

Yalçın amca, niye ağlıyorsun?
Senin için ağlıyoruz canına hasret kaldığım. Seni uğurluyoruz.
Ne çok abi, abla gelmiş beni uğurlamaya?
Öyle tabii Berkinim. Sen bizim yüreğimize düşen ateş, sönmeyen ışığımızsın artık.
Ağustos böceği gibi mi Yalçın amca?
Ağustos böceği gibi, yaralı yanım. Işığını saça saça uçacaksın aramızda.
Yalçın amca söyle babama ağlamasın. Annem de yas tutmasın ardımdan.
Aslanım, koçum, Berkinim, nasıl derim onlara ağlama? Canından can aldılar, sen onların canıydın.

Yalçın amca...
Söyle yiğidim...
Bak burada dedeler var. Beni karşılamaya gelmişler.
Kim onlar Berkom benim, kimler gelmiş seni kucaklamaya?
Deniz dede, Mahir dede, Hüseyin dede, Ulaş dede, İbrahim dede, Sinan dede, Yusuf dede... Bi de abiler geldi sarıldı bana.
Hangi abiler, kurban olduğum söyle...
Ethem abi, Mehmet abi, Abdullah abi, Ahmet abi, Ali İsmail abi, Medeni abi, Hasan abi...

Hoşça kal iki gözüm, hoşça kal...
Hoşça kal, kara kaşlım, hoşça kal...
Selam söyle hepsine...
Selam olsun özgürlük ateşiyle yananlara, yakılanlara...
Selam olsun tüm canlara...
Hoşça kal...

***

Neyin korkusu, neyin cesaretidir bu?..

Kaç seçim gördük… Daha kaç seçim geçer hayatımızdan?.. Kaç lider tanıdık ve daha kaç lidere tanık ya da sanık olacağız kim bilir? Arşivlerimiz adını anımsamadığımız, yüzünü tanımakta güçlük çektiğimiz bakan, milletvekili, bürokrat, müdür, amir, aday suretiyle dolu. En hatırlanır olanlar bile ya lanetiyle ya eziyetiyle ya da cesareti ve hizmetiyle anılıyor. Birkaç kuşak sonra onlar bile unutuluyor. Geriye; ar, namus, şeref, onur ve bırakılan eserler kalıyor… Ya da yandaki kelimelere eklenmiş, “sızlık”, “suzluk”, “sizlik” kavramlarıyla çıkıyor karşımıza hayatımızdan geçip gidenler.

. Önemli olan güçsüzken sinmemek, gücü bulunca ezmemek değil mi?
. Önemli olan azken susmamak, çok olunca susturmamak değil mi?
. Önemli olan geçerken geçirmemek, giderken götürmemek değil mi?

Nedir bu hırs? Ne bu öfke? Neyin korkusu ve neyin cesaretidir bu?.. Kürsülerdeki gerginliğin halka çatışma ve ayrışma olarak yansıması çok tehlikeli değil mi?  Seçimden geriye kalan, sandıktan yaşama akan huzur ve istikrar mı olmalı, bölünmüş, parçalanmış, ayrılmış, ayrıştırılmış, düşmanlaştırılmış bir toplum mu? Ne yapıyorsunuz siz? Ne yaptığınızın farkında mısınız? Kürsülerdeki haykırışlarınızın, halkın arasında nasıl bir coşkuya, nasıl bir kine, nasıl bir öfkeye dönüştüğünü görmeyecek kadar kör mü oldunuz?

. Yoksa o coşku size zafer gibi mi gözüküyor?
. Yoksa o kin size destek olarak mı yansıyor? 
. Yoksa o öfke size parti’zanlık gibi mi geliyor?

. Yanılıyorsunuz…
. Hata yapıyorsunuz…
. Tarih sizi affetmez…

Neyin korkusu ve neyin cesaretidir bu?..

***

Füsun Erdoğan'ı tanır mısınız?.

Örgüt üyeliği suçlamasıyla 7 yıl tutuklu yargılandıktan sonra ağırlaştırılmış müebbet cezası alan gazeteci Füsun Erdoğan’ı duyanınız var mıdır? En son Özgür Radyo genel koordinatörüydü. Peki ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının anlamını biliyor musunuz? Kimdir, ne yapmıştır?

. Gazetecidir, devrimcidir, sosyalisttir. Peki ne değildir Füsun Erdoğan? Katil değildir, katliam yapmamıştır, suikast düzenlememiştir... Tüm bunlardan daha önemlisi çok iyi bir annedir, aşk dolu bir  eştir, sağlam, dimdik yoldaştır. Şimdi nerededir gazeteci Füsun Erdoğan? Gebze Kadın Kapalı Cezaevi'nde. Cezası nedir?

Müebbet + 789 yıl, 7 ay + 1.263.320 lira para cezası.  7 yıllık tutukluluktan  sonra, yaşam boyu hapis cezası...

Ben kendisini tanıdığımda daha minicik bir bebek olan oğlu şimdi kocaman delikanlı olmuş. Annesiz bırakılan Aktaş Erdoğan Hollanda Parlamento Binası önünde açlık grevi yapacağını açıkladı. Aktaş Erdoğan, basın açıklamasında şunları ifade etti;  

“Adalet çığlığımı duyun. Annem için özgürlük istiyorum. Türkiye'de  onlarca tutuklu gazeteci var. Annem Füsun Erdoğan onlardan biri. Diğer gazeteciler, avukatlar, sendikacılar ve öğrenciler gibi polis ve savcı komplosuyla tutuklandı. Güvenilmez ilan edilip kapatılan Özel Yetkili Mahkemeler'den birinde yargılandı."

***

Mitingdeki memura fırça!..

Sayın Başbakan mitinginizde rahatsızlanan bir kişiye zamanında yardım edilmedi diye bastınız fırçayı, o ilçede asayişi sağlamakla görevli olan müdüre ve çizdiniz tüm imajını. Artık onu kim takar bilemiyorum. Ama sormadan da edemiyorum;

Neden HDP'nin Fethiye'deki ilçe merkezine saldırıldığında hatta o siyasi partinin tabelası kamuya ait araçlara tırmanan kamu görevlisi olduğu söylenen kişilerce sökülürken aynı çağrınızı yinelemediniz? Neden, "Ya polis arkadaşlar siz burada ne iş yapıyorsunuz? Emniyet müdürü sen ne iş yapıyorsun? Oradan seyrediyorsun" demediniz?

Mart. 13, 2014

Karşı Gazete

NETWORK

Bumerang - Yazarkafe

Flickr