Birleşerek çoğalmak mı?

Biri, dört dönemdir belediye başkanı. Yani 20 yıldır o koltukta.

Biri, milletvekilliği, bakanlık, belediye başkanlığı yapmış. Nereden baksanız 20 yıldan fazladır halka hizmet yolunda.

Biri, 3 dönem belediye başkanlığı, 1 dönem milletvekilliği yapmış. 20 yılı aşkın süredir makam, mevki sahibi.

Biri, 4 dönemdir belediye başkanı. Yani 20 yıldır aynı ilçeye başkanlık yapıyor.

Bu listeyi uzatabilirsiniz. Ben, “kale” sayılan, “banko” görülen, her dönem kazanılan ve diğer siyasi partilerin özellikle de iktidar partisinin kazanmak için tüm gücünü ortaya döktüğü yerlerden bir kaçını seçtim.

Saydıklarımdan biri hariç diğerleri partilerinden istifa ettiler ve bir kısmı başka partiden aday olacaklarını açıkladılar. Neredeyse ömürlerinin dörtte üçü, siyasi ömürlerininse tamamına yakını terk ettikleri partide geçmiş bu arkadaşların gerekçelerini, şikayetlerini 3 başlıkta topladım.

. Yeniden aday gösterilmedikleri ya da istedikleri yerden aday gösterilmedikleri için istifa edenler.
. Benden başkası kazanamaz, beceremez, yapamaz diyenler.
. Aday belirleme, adaylıktan çekilme sürecini - yöntemlerini rencide edici, onur kırıcı bulanlar.

Partinin kurmaylarıyla, adaylığı kesinleşenlerle konuştum. Onların yaklaşımlarını da 3 grupta topladım.

“Hain onlar. Çok ayıp yaptıkları. Yakışmıyor.”
“Diyalog kurarak, onurlarıyla ayrılmaları sağlanıp bilgi ve birikimlerinden yararlanılmalıydı.”
“Ülke elden gidiyor. Bu arkadaşlar giden koltuklarının peşinde. Bırakın gitsinler. Biz mücadelemize bakalım.”

Peki ama sokakta ne konuşuluyor? Sandıkta son sözü söyleyecek olanlar ne diyor? İstanbul’un 4 değişik ilçesinden, 4 yorumu aktarıyorum.

. 20 yıl boyunca aday yapılırken iyiydi. Aday gösterilmeyince mi, kötü oldu partileri? 
. Bir başka partiye geçerek oyları bölmeyecek misiniz?
. İyi oluyor, iyiii. Bak bizim partide eski vekiller bile seçim çalışmalarına katılıyor. Onlar da kavga ediyor… İyiii…

Son sözü yaşlı bir boyacı abi söyledi. Ayakkabı boyacısı;

“Birleşerek çoğalmak yerine bölünerek azalmayı tercih ediyorlar.”

Emekli öğretmen olduğunu öğrendiğim ayakkabı boyacısı sözlerini şöyle noktaladı;

“Koltuk aşkı yerine memleket aşkıyla yananları aday yapsınlar o aşk tüm ülkeyi sarar…”

Bende alayınıza Karşı’yım…

Geçen hafta haber peşinde koşarken 30’lu yaşlarda bir adam yolumu kesti. Karşı Gazete’deki ilk köşe yazıma gönderme yaparak, inceden bir söylev çekti.

“Taraf olmayan bertaraf olur Yalçın bey…”

Bir an durdum, düşündüm. Karşı Gazete’nin internet sitesi henüz açılmadı. Oradan okumuş olamaz. Sonuçta adam para vermiş gazeteyi almış, emek vermiş yazımı okumuş. Beni eleştiriyor. Ne güzel. Yanıt vermeye hazırlanırken devam etti.

“Karşı ne iş Yalçın bey? Ne işin var orada? Bu kafayla gidersen sen de bertaraf olursun… Ben de alayınıza karşıyım. Anladın mı?”

“Sen de” vurgusu çok iyiydi. Kendinden emin, “nasıl kodum ama” havasıyla bakıyordu suratıma. Güldüm…

“Her taraf olacağıma, bertaraf olmayı yeğlerim...”

Kartvizitimi verdim, uğra bir ara çay içelim diye de ekledim. Şaşırdı.

“Karşı Gazete’yi okumaya devam et… Eleştirilerini yaz bana olur mu?..”

Hızlı adımlarla uzaklaşırken arkamdan bağırıyordu;

“Twitırdan takip et beni. DM atacağım, DM…”

“Muş” olayı…

Reality program yaptığım dönemde konuk aldığımız bir bayanla ilgili yalan ifadeler ve hükümlerle dolu bir haber yayınlandı. Bu konuda son sözümdür.

Birincisi, hakkımdaki iddia, programın görüntülerini internette yaymak, bu yolla konuğu küçük düşürmek, rencide etmekti. Görüntüleri internete ben vermediğim gibi, bu ve benzeri görüntülerin konukların ve benim rızam alınmadan yayınlanmasından da son derece rahatsızım.

İkincisi, Beyoğlu Asayiş Şube Müdürlüğü’nden çağırdılar. 7 Ağustos 2013 tarihinde gittim ifademi verdim.

Üçüncüsü, “Yanıt hakkı” bizim mesleğin en temel, vazgeçilmez özelliklerinden biridir. Bana bir tek medyatava ve medyaradar web sitesi çalışanları ulaştı. “Hakkınızda bir gazete haber yapmış. Ne diyorsunuz” dediler. Yanıtımı da yayınladılar. Kendilerine, mesleğim adına teşekkür ederim.

Bir küçücük not…

"Ben girerim sokağı devriyeler basar / Bir de gülüşün eklenir kimliğime..." Ahmet Telli... İstiklal'deki her eylemde fotoğraf çekerken aklıma gelir bu şiir...

Şubat. 18 2014

Karşı Gazete

NETWORK

Bumerang - Yazarkafe

Flickr