Ayrılık üstüne...
Ayrılık üstüne binlerce yazı yazılmıştır bugüne kadar. Milyonlarca, belki de milyarlarca insan ayrılmıştır. Kimi ilişkiler gözyaşları arasında biter, kimi nefret tohumları eker, geleceğe... Kimi esrik bir burukluk bırakır geride. Kimileri de anımsanmaz bile... Aslında; hiç bir ilişki bitmez, yaşadığınca. O senden bir şeyler alır, sen ona birşeyler katarsın.
Bir kez kalbinden yer çaldıysa ve çalabildiysen kalbinden bir yer; ölene kadar taşırsın o sevgiyi. İnsansan, seviyorsan; yaşamı, hayvanları, çocukları, börtü-böceği, kavgayı, özgürlüğü, şiiri, şarkıyı, dağları, meyi-neyi, bağlamayı ve türkü söylemeyi seviyorsan...
Ve ağlayabiliyorsan utanmadan-istediğince, haykırabiliyorsan rüzgara karşı isyanını... Sıkıyorsan dişlerini uykunda, kan-ter içinde fırlıyorsan yatağından; gecenin bir yarısı kirli operasyonlarla kirletilen insanlığa ağlayarak... Tutmaya çalışıyorsan kar tanelerini, çocuklar gibi peşi sıra koşarak. Ve eriyorsa avuçlarında onun soğukluğu ve her erime yeni bir sıcaklığa dönüşebiliyorsa içinde... Ve taşıyabiliyorsan bu sıcaklığı yaşama...
Sevmek insanlığın en güzel duygusudur, bilirsin. Bilirsin ve yaşamayı sevmek gibi seversin. Sevdikçe çoğalır, çoğaldıkça paylaşırsın dünyayı. Yaşam bu. Sevgi bitmez ama ilişkiler biter bir gün. Sonra?.. Sonra, yeni aşklara yelken açarsın. Öpüşürsün, sevişirsin doyasıya. Elele gezersin, başını koyarsın omuzuna. Ne kadar mutlu duyumsadığını anlatırsın en yakının saydıklarına. Bulduğunu sanırsın. Ya da bulursun gerçekten, mutluluğu. Her yeni bir öncekinin eksiği, her eski bir sonrakinin özlemidir, aslında...
Aslında, "mutluluk ne"yi sorgularsın. Doğru ne? Eskinin peşinden gidersin bazen... Ya da eksik kalanın, bulana kadar o sorunun yanıtını. Bir umut, yaşatırsın kalbinde. Hiç sönmez. Mektuplarını atmazsın. Saklarsın özenle kurutulmuş çiçekleri, en güzel heyecanlarınla koruyup kolladığın çiçeklerdir onlar. Bazen yakalarsın ama eski gerçekten eskidir artık, çok geçtir. Ve mevcudu da bitirirsin bu arada...
Kimi zaman ayrılık şart olur; ölüm girer, gurbet girer, kavga girer araya. Kimi bir başka sevdandır ayrılık, kimi arayış, kimi doyumsuzluk, kimi bekleyiş... Kimi, sevginin paylaşımı değildir; bak o zaman gerçekten unutursun. Hiç bir şey anımsatmaz sana usunun derinlikleri. Ayrılığın her türlüsü üzer insan olanı. Önemli olan güzellikleri silip atmamak ve inkar etmemektir paylaşılanları.
Şimdi ayrılık zamanıdır. Böyle buyrulmuştur. Yapacak bir şey yoktur. Tüm kapılar kapatılmış, güzellikler düşlerden çıkartılmış, derinlere- çok derinlere gömülmüştür. Elinde olsa dünyayı oynatırsın yerinden. Çaresizsindir. Ne gideni döndürebilirsin geriye ne de akıp geçen zamanı. Acını gömersin içine, ısırırsın dudaklarını, kanatırcasına susarsın. Her seferinde çocuksu heyecanlarla girdiğin o kapıdan bu kez sessizce çıkarsın. En büyük yalnızlığını, en coşkun çoğaldığını sandığın gecelerde yaşadığını anlarsın...
Şimdi ayrılık zamanıdır.
Hoşçakal...
Mart. 09, 1999
Web Siteleri
Tweet