Flash TV baskın; Mesut Yılmaz; Sabah Gazetesi
HABER

Mesut Yılmaz Flash TV'yi ziyaret etti...

Mayıs. 06, 1997  |  Flash TV Baskın  |  Sabah Gazetesi

Mesut Yılmaz'dan baskın açıklaması

ANAP lideri Yılmaz, Flash TV'ye saldırı ve ardından yayının kesilmesinden hükümeti sorumlu tutarak, "Bu hükümet giderse, Türkiye'de mafyanın kökü kazınacaktır" dedi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Flash TV'nin saldıraya uğramasının da, kanunsuz olarak kapatılmasının da aynı derece "eşkıyalık" olduğunu iddia etti. Yılmaz, "Eşkıyayı yakalaması gerekenler, kendisi eşkıyalığa soyunmuşlardır. Binaenaleyh, Türkiye'de bugün maalesef eşkıya iktidardardır" dedi. TÜSİAD Yönetim Kurulu ile dün sabah kahvaltıda biraraya gelen Yılmaz, buradan yürüyerek 3 gün önce saldırıya uğrayan Flash TV'ye giderken, gazetecilerin isteği üzerine, bir çay bahçesinde soruları yanıtladı. Yılmaz, Flash TV'nin saldıya uğraması ve ardından kapatılmasıyla ilgili olarak şunları söyledi: "İki olay da aynı derecede eşkıyalıktır. Yani Flash TV'nin saldıraya uğraması da kanunsuz olarak kapatılması da eşkıyalıktır. Eşkıyayı yakalaması gerekenler, kendisi eşkıyalığa soyunmuşlardır. Binaenaleyh, Türkiye'de bugün malesef eşkıya iktidardadır." Yılmaz, şöyle devam etti:

"Bana göre bu hükümet fiilen bitmiştir, otoritesini kaybetmiştir, toplumdaki kabulünü kaybetmiştir. Bu hükümeti şu anda ayakta tutan faktör, sayın Erbakan'ın pişkinliğidir. Bu hükümetin hukuken son bulması, Parlamento aritmetiğindeki değişimle veya ortaklardan herhangi birisinin, özellikle küçük ortağın tavır değişikliğiyle ancak mümkün olabilir. Şimdi yaşanan süreç budur. Bana göre, bu fazla sürmeyecektir."

Yılmaz, hükümetin süresiyle ilgili daha önce değişik zamanlar verdiğinin hatırlatılması ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'in bu nedenle kendisine "falcı" dediğinin belirtilmesi üzerine ise, "Bir anlayış farklılılığımız var. Bana göre kendi iradesini uygulayamayan, başkalarının kararlarını uygulamak zorunda bırakılan bir heyete hükümet denemez" diye konuştu. Yılmaz, DYP milletvekilleri Sedat Bucak ve Mehmet Ağar hakkındaki fezlekelerin TBMM'ne sevkedilmemesiyle ilgili olarak da, "Yapılan hadise, sadece fezlekelerden dolayı hükümeti zor duruma düşmekten kurtarmak için zaman kazanmaya yöneliktir. Bir hukuk devletinde böyle bir uygulama söz konusu olamaz. Tıpkı Flash TV'nin kapatılması gibi" dedi.

Yılmaz, daha sonra ANAP Milletvekili Bülent Akarcalı, ANAP İstanbul İl Başkanı Erdal Aksoy ve kardeşi Turgut Yılmaz ile Flash TV İstanbul Haber Koordinatörü Yalçın Çakır ile görüştü. Yılmaz, Flash TV'nin Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde kanunsuz şekilde kapatılmasının "kara mizah" olarak Türk basın tarihine geçtiğini söyledi ve olaylardan hükümetin sorumlu olduğunu öne süren Yılmaz, şöyle konuştu:

"Bu olayın geleceğe dönük ve bütün Türk basınına yönelik daha vahim bir yönü vardır. Ulaştırma Bakanı yapmış olduğu açıklamada, bütün basın kuruluşlarına tehditte bulunmuştur. Bugün Flash TV'ye uygulanan kanunsuz müeyyidenin yarın diğer bütün yayın kuruluşları için uygulanabileceğinin işaretlerini vermiştir."

Flash TV'nin, saldırının ertesi günü kapatılmasının dikkat çekici olduğuna işaret eden Yılmaz, "İstanbul'un orta yerindeki bu saldırının faillerinin hiçbirinin şu ana kadar ortaya çıkarılamamış olması, bu saldırının arkasında gerçekte kimlerin olduğu konusunda bir karine teşkil etmektedir" dedi. Flash TV'ye saldırı ve kapatılması olayıyla ilgili Meclis Başkanlığı'na araştırma ve soruşturma önergeleri vereceklerini belirten Yılmaz, bugün TBMM'nin gündem konusunun Flash TV olacağını söyledi. Bir gazetecinin, "İçişleri Bakanı Meral Akşener'in, (Türkiye'de mafyanın kökünü kazıyacağız) sözünü nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki sorusunu Yılmaz, "Bu hükümet giderse Türkiye'de mafyanın kökü kazınacaktır" diye yanıtladı.

Yılmaz, "Akşener'in (Flash TV'ye saldıranlar kısa bir süre içinde yakalanacaktır) şeklindeki açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine de şöyle konuştu:

"Burası ulusal bir TV kanalı. Burada emniyetin tedbirleri vardır. Bu olayın yaşanmış olması ve bugüne kadar eşkali belli olduğu halde bu kişilerin yakalanmamış olması, daha sonra bu kişileri yakalamakla sorumlu olanların kendileri ikinci bir suç işleyerek kanalı faaliyetten men etmeleri, bu hükümetin yapacağı hiçbir açıklamanın güvenilir olmayacağını göstermektedir."